top of page
Yazarın fotoğrafıPinar Taskinlar

Ne Seninle Ne De Sensiz

Güncelleme tarihi: 18 Ara 2020


Sezgisel ve farkındalıkla beslenme okudukça, diyet kültürünün hayatımızın ne kadar içine girdiğini gördükçe, 3 - 5 kilo alınca hemen diyete girmemiz gerektiğini hissettikçe, bu konuda daha çok konuşmalıyız diye düşünüyorum. Tam bir 'ne seninle ne sensiz!' ilişkimiz var sanki. Nefret ediyoruz ama bir yandan da tek bildiğimiz o!


Ancak diyetlerle ilgili öyle araştırmalar çıkıyor ki karşıma, bir süredir okuduklarımı size aktarmak istedim bu mailde. Etrafınızda diyet yapan, yapmayı düşünen biri varsa lütfen iletin.

Öncelikle neden diyet yaparız sorusunun cevabının 2 yönüne bakmamız gerekir.

Estetik kaygı: Yaşadığımız modern zaman kültürü der ki ‘ince’ olmalısın. İnce insan güzeldir, oranda buranda fazla yağın varsa arzulanmazsın, kimse seni beğenmez, ömrün boyunca yalnız kalırsın. Ayrıca kilo vermeyi ‘başaramamış’ olursun, seni başarısız yapar bu durum. Belirli bir bedenin üzerine çıktığın zaman normal bir dükkana girdiğinde kendine giyecek kıyafet bulamazsın. Özel yaptırman gerekir. Belirli bir bedenin üzerine çıktığında artık her nasılsa sınırlar aşılır, bedenin üzerinde yorumlar yapılmaya başlanır: Biraz kilo mu aldın sen? E onu da yeme artık! Hayır canım ben senin sağlığın için söylüyorum.

Sağlık demişken gelelim işin diğer kısmına: sağlık için kilo vermek.

İşte iş burada çok karmaşık bir hale geliyor. Kilolu olmak, bazı sağlık sorunlarını beraberinde getirebilir de, getirmeyebilir de. Bir çok araştırma, yüksek vücut kitle endeksiyle kalp rahatsızlığı arasında ilişki bulmamış. Bir tanesi linkte.

Obezite ve sağlık problemleriyle ilgili başka detaylı bir araştırma da burada.

Dahası, sağlıklı olmak için beslenme dışında o kadar çok faktör var ki, hayatınıza anlam katan bir uğraşınız var mı? Yalnızlık çekiyor musunuz? Depresyonda mısınız? Uykunuz nasıl? Sosyal olarak avantajlı bir konumda mısınız? Ten renginiz, doğum yeriniz ya da kilonuz yüzünden ayrımcılığa uğruyor musunuz?

Burada ‘ölçümlemenin’ azizliğine de uğruyoruz sanırım biraz. Birinin kilosuna bakıp, sonra kan değerlerine bakmak çok kolay çünkü. Sonra da aradaki bağlantıyı kurup, bak gördün mü kilolu olursan sağlığın kötüye gider, demek çok kolay. Ancak durup, acaba bu insan kilolusu sebebiyle yaşadığı zorluklar yüzünden stres seviyesi yüksek olduğu için sağlığı kötüye gidiyor olamaz mı? Ölçemediğimi reddederim o zaman, ben ölçebildiğime bakarım demek maalesef kimsenin sağlığı için iyi değil.

Uzun lafın kısası, sağlığın tek şartı ‘normal’ kiloda olmak değil. Tek şartı takıntı yaparcasına beslenmek değil. Diyete girmek hiç değil.

Bence işin bir de sosyal boyutu var. Diyet yapmak çok anlamlıdır aslında.

Diyet umut verir. Çünkü kilo verince …….. olur. Bu boşluğu kendiniz için doldurabilirsiniz.

Kilo verince hep istediğiniz kıyafetleri giyince, artık daha büyük bir özgüvenle yürürken daha mı mutlu olacaksınız? Daha başarılı olup, hayatınızda istediğiniz ne varsa artık elde edecek misiniz?

Diyet kontrol sağlar: Özellikle bütün dünyanın salgın sebebiyle büyük belirsizlikle yaşadığı bu senede, her şey kontrolümüz dışındayken, diyette olmak, ne zaman hangi yiyecekten ne kadar yiyeceğimizi bilmek kontrolde olduğumuzu hissettirir.

Diyet yoldaşlık ruhu verir: herkes öyle ya da böyle diyette. Diyet demese bile ‘hayat tarzı’ haline getirdiği takıntılı bir beslenme şekli var. Diyet yapmayan biri olarak, sağlığına dikkat etmeyen, kendisine saygısı olmayan, sağlığını önemsemeyen biri haline gelmek sizi sürünün dışına iter. Kaç kilo aldığınız/verdiğiniz, hangi diyeti nasıl yaptığınızı anlatmadan konuşacak başka ne kalır geriye?

Diyet dikkat dağıtır: Diyeti düşünerek hayatınızdaki zor konulardan kaçabilirsiniz, çünkü diyet o kadar çok zaman alır ki… Hangi diyeti deneyeceğinizi araştırırken saatler harcarsınız, yemek planlamanızı yaparken, yediğiniz kalorileri, yağları, karbonhidratları sayarken, bir bakmışsınız, kendi diyet balonunuzun içinde gerçek hayattan kopup gitmişsiniz.

Bütün bu sebeplerden diyetten çıkmak korkutucu olabilir, çünkü hayatınızda bir boşluk oluşur, hiç bilmediğiniz bir alana girersiniz.

Peki ne yapayım? Aklımdan bir türlü bel çevresindeki yağlarımın ileride diyabete yol açacağı fikrini atamıyorsam, ne yapmalıyım?

Cevabı haftaya gelsin mi?

Sevgiyle,

Pınar.

29 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Mevsimlerle Hizalı Yaşamak

Qi Gong’un köklendiği geleneksel Çin tıbbı, vücudun iyiliği için kış aylarında enerjimizi korumamız gerektiğini, mümkün olduğunca...

Kış Enerjisi Bize Ne Diyor?

Merhaba Merhaba Merhaba Sevgili Mail Listemin Tatlı Okuyucuları! Kışın Bodrum’da bile hissedildiği şu günlerde, daha kuzeyde yaşayanlar...

Comentários


bottom of page