Kendi içime dönmeye başladığım zaman karşıma çıkan en anlam veremediğim soru şuydu: hayat amacın nedir?
Soruyu anlamak çözmenin yarısıdır derler ya, ben daha soruyu anlayamıyordum! Bazı danışanlarımla çalışırken duygusal yemelerinin altında, hayatlarına anlam katan bir şey olmamasını görüyordum. Aslında gerçekten hayatımızın bir amacı olsa, kendimizi ait hissettiğimiz bir amaca yönelik çalışsak, her gün yataktan ‘Bugünün bitmesine kaç saat kaldı?’ demeden kalksak, acaba yeme alışkanlıklarımız ve bunun sonucunda sağlığımız nasıl etkilenirdi? Hayatımızın anlamsızlığını yiyeceklerle kapatmaya çalışmasak, hayattan alamadığımız zevki yiyeceklerden almaya çalışmasak, nasıl bir hayatımız olurdu?
Bu konu oldukça önemli, zira hayat amacınızın olması hayatınızı uzatıyor olabilir:) Jama’da yayınlanan son bir araştırmaya göre insanın hayat amacının olması (amacın ne olduğu hiç önemli değil) ömrünü uzatan faktörlerden biri olduğunu ortaya çıkarmış. 50 yaş üstü 7 bin kişinin datasının incelendiği araştırma ‘bir amaçla yaşamanın sağlığa faydalı olduğu’ sonucuna varmış. Hatta hayat amacının etkisi o kadar güçlü ki, ömrün uzun/kısalığını belirlemede sigara içmek, alkol tüketimi ya da egzersizden daha önemli bir faktör olduğu da anlaşılmış. En güzel kısmı da hayat amacınızın ne olduğunun hiç bir önemi yok.
Stres yönetmekten, hayattaki dertleri çözmekten ya da yanlış giden bir şeyleri tamir etmekten bah
setmiyorum. Çok daha temel bir konudan bahsediyorum aslında. Ya da ‘dünyayı plastikten kurtarmak’ gibi çok büyük ve ulaşılması zor bir amaç da değil bahsettiğim. Belki sadece kendi sokağımdaki hayvanlara bakmak, belki sadece evimde çiçek yetiştirmek, belki insanları belirli bir konuda oturduğum yerden bir şeyler yazarak bilinçlendirmek… Alternatifler sonsuz. Ya da hayatımın sonuna kadar değişmeyecek bir amaçtan da bahsetmiyorum, belki önümüzdeki bir iki yıl için amacım bu olacak, sonra başka bir şey.
Yani hayat amacı diyince gözünüz korkmasın hemen. ‘Paketli ürün üreticilerine savaş açmak!’ gibi meşakkatli ve büyük çerçeveli bir hayat amacıyla ‘gül yetiştirmek’ gibi bir amacın vücut üzerinde yarattığı etki aynı. Önemli olan sizin nasıl hissettiğiniz.
Şimdilik bir hay
at amacı olmayanlar da korkmamalı diyor araştırmacılar. Çünkü bu üzerinde çalışarak halledebileceğiniz bir konu. Gönüllü çalışmalar, meditasyon, mindfulness aktiviteleri de yavaş yavaş hayat amacınıza ulaşmanıza yardımcı olabilirler.
‘Ne yapmak beni ferahlatıyor? Sonunda başaramayacak olsam da, ne yaparken zevk alıyorum?’ sorul
arıyla başlayabilirsiniz hayat amacınızı bulmaya. Gün içinde yaptığınız aktivitelerden hangisini yaparken zamanın uçup gittiğini anlamıyorsunuz? Kitap okumak mı? Peki acaba bu kitapları okuduktan sonra başkalarıyla paylaşma fikri nasıl geliyor? Farkettiyseniz hayat amacı işinde başkalarına etki etmek elzem. Bu işin doğrusu yanlışı yok ama sanki, ‘hayat amacım kitap okumak’ diyince biraz fazla tek taraflı kalıyor. ‘Kitap okumak ve okumaya teşvik etmek’ biraz daha iyi gelmiyor mu sizce de kulağa?
Sağlıklı olmak için brokolinizi yine yiyin, ben yemeyin demiyorum. Ama bu işin yiyeceklerden ibaret olmadığını da bilin. Sağlığın sadece yiyeceklerden ibaret olmadığı bilgisi aynı zamanda çok özgürleştirici değil mi?
Araştırmanın linki için buyrun: https://jamanetwork.com/journals/jamanetworkopen/fullarticle/2734064
Comments